Ağustos 04, 2004

Akdeniz’in çeyiz sandığı Yediburunlar

Yediburunlar’da doğayla tarih, güneşin ışıklarıyla yıkanan altın renkli kumsallarla uçurumlar göz göze duruyor.

Fethiye-Kaş karayolu iç kesimden geçtiği için, Ölüdeniz ile Patara arasındaki sahil şeridinin ev sahipliği yaptığı saklı hazineleri çoğu kimse fark etmemiştir. Akdeniz’in derin laciverdiyle buluşup maviliklerde dallarını yıkayan yemyeşil ormanlar, biri diğerini unutturan güzellikteki bakir koylar, dantel gibi kıvrımlarla denize uzanan burunlar ve antik kentlerle dolu bir coğrafyadır söz konusu olan.

SOLUK KESEN MANZARA

Yediburunlar’ı ilk kez ‘Likya Yolu’ trekking parkurunu yürürken keşfetmiştim. Kabak Koyu’ndan Alınca köyüne çıktığımızda önümüze serilen Karacaburun ile Yediburunbaşı arasında çam ağaçlarıyla bezenmiş tepelerin, güneş ışıklarıyla yıkanan altın renkli koyların manzarası soluğunu kesmişti biz ‘Likya yolcularının’.

foto

Karşıda Yediburunbaşı’yla başlayıp, güneye doğru sırasıyla Kötü, Sancak, İnkaklık, Yassı, Kılıç ve Zeytin burunlarından oluşan Yediburunlar, eski zamanlarda Hiera Akra (Kutsal Burun) adıyla anılıyormuş. Bölge, ansızın patlayan fırtınaları ve azgın dalgalarıyla aman vermezmiş gemicilere. Halen bu rotada seyreden tekneler, açıktan ve dikkatlice geçiyorlar. Burunların çoğu, karaya doğru apansız yükselerek tepelere ve dağlara dönüşüyor. Dere yatakları, minik koylarda denizle buluşuyor. Yamaçların kimi yeri kayalık; yer yer çam ormanı ve köylülerin ‘pinar’ adını verdikleri makilere de rastlanıyor.

SONSUZLUĞUN RESMİ

Alınca köyünün eski muhtarı Şevki’nin bahçesine çadırımı kurup, Yediburunlar’ın panoramik görüntüsünün bulunduğu Bakacak tepeye çıkıyorum.Aşağıda Karacaburun ile Yediburunbaşı arasındaki Balartlı ve Sancak Limanı, insanı hayâl dünyasına çıkaran yeşil-mavi bir tünel
gibi. Ansızın denizden gri bir bulut gelip her yeri pusa buluyor.


foto

Pek şaşırmıyorum, ne zaman gelsem bir “merhaba” der denizdeki nemin yüksek tepelere çarparak oluşturduğu sis.

Biraz yukarıdaki Karaağaç köyüne gidiyoruz. Köyün arkasındaki tepecikte inanılmaz güzellikte bir manzara bizi bekliyor. Uçurumun kenarından yemyeşil derin vadinin küçük bir kumsalla buluştuğu Kabak Koyu’nu seyrederken, zaman ve mekân duygusu, yerini sonsuzluk hissine bırakıyor. İleride İblis Burnu ve Kurtoğlu Burnu arasında yer alan durgun bir göl görüntüsüyle Fethiye Körfezi uzanıyor. Ve daha uzaklarda, Rodos Adası’nın gökyüzüne göz kırpan akşam ışıkları...

DENİZE YOLCULUK

Deniz kıyısındaki bakir koylarıyla Yediburunlar’ı keşfetmek için, 300-500 metre arasında değişen yükseklikte yürümek gerekiyor. Boğaziçi köyünden Turcan’la birlikte dik bir
patikadan Yalancısancak Koyu’na iniyoruz. Yeşilliklerin gizlediği minik bir antik yerleşimden dolayı köylüler ‘asarlık’ diyor buraya. Yapı kalıntılarının yanı sıra, deniz tarafındaki surlar da dikkat çekici. İki küçük doğal plajı var koyun.

foto

Ana patikayı terk edip, keçi izleği boyunca yürüyerek İnce Burun sırtından Sancaklık Limanı’na iniyoruz. Denizin turkuvazla yeşil arasında gidip gelen rengiyle büyüleyici bir mekân burası. Koyun asıl özelliği ise, doğayla tarihin kucaklaştığı bir yer olması. Antik dönemde Sidyma’nın limanı olduğu sanılan Kalabantia kentinin kalıntıları denize kadar uzanıyor. Harabeleri ardımızda
bırakıp denize paralel ilerliyoruz. Kırmızı gövdeli sandal ağaçları arasından yürüyüp, ismini incir ağaçlarından alan Balartlı kumsalında yorgun bedenlerimizi açık denizin buz gibi sularına bırakıveriyoruz.

Alınca ile Yediburunlar mahallesi arasındaki Boğaziçi, bölgenin yer şekilleri açısından görece düzlük bölümünü oluşturuyor.

İnka tarım sistemini anımsatan taraçalandırılmış tarlalarda, tütün ve buğday ekiliyor. Tarlaların arasında yükselen Osmanlı kümbeti dikkat çekici.

foto

GEÇMİŞİN YAŞAYAN İZLERİ

Ertesi günkü durağımız, Dodurga köyündeki Sidyma antik kenti. Tarlaların içinden yükselen yapı kalıntıları, evlerin yapımında kullanılan antik taşlar, mutfağın bir köşesinde öylece duran, ortası delik sunaklar geçmişin günümüzde yaşayan izleri adeta. Kalıntılar arasında en çok ikiz lahit ilgimi çekiyor. Geceyi el dokuması rengârenk halı ve kilimleriyle ünlü Yediburunlar mahallesinde geçiriyoruz. Kuş cıvıltıları ve keçi sürülerinin çıngırak sesleri eşliğinde Sancak Burnu’na yürüyoruz. Peynir gözenekli kayaların üzerinden zorlu bir yürüyüşle ulaştığım
noktada, İnkaklık ve Kötü burunlarını seyrediyorum. Kıyıdaki küçük mağaralarda biriken tuzdan geliyor İnkaklık adı. Hedefimiz, Yediburunbaşı’ndaki fenere ulaşmak. Ne var ki,
yolun yarısında ansızın bastıran sis, bizi geri dönmeye zorluyor.


18 KİLOMETRELİK PATARA KUMSALI

Sabah tekrar yola koyulup, terk edilmiş birkaç evin bulunduğu Belceğiz’e varıyorum. Uzaklarda heybetli duruşuyla Sandak (Kragos) Dağı beliriyor. Son iki burnun bulunduğu Gavurağılı’na
yürümekten vazgeçip, Eşen üzerinden araçla ulaşıyorum Yediburunlar’ın doğu ucuna.

foto

Adı gibi bir kılıca benzeyen burnun ardından, dünyanın en uzun on doğal kumsalından biri olan 18 kilometrelik Patara, tüm ihtişamıyla uzanıyor. Kumsalın batı ucu, Özlen Çayı’yla Zeytin Burnu’ndan ayrılıyor. Karadere’den başlayıp kısa bir yolculukla denize koşan Özlen Çayı’nın kenarında onbir burçlu surlarıyla Pydnai antik kenti bulunuyor. Belli ki, eskiden deniz buralara kadar geliyormuş. Suyu çeken okaliptus ağaçlarıyla kurutulan bölgede onlarca sera var.

BİR TATİL DÜŞÜ: KABAK KOYU

Son gün, Ölüdeniz Kıdrak mevkiinden yükselen toprak yola sürüyoruz aracımızı. Kısa bir süre sonra vardığımız Faralya köyünden Kelebekler Vadisi’ni seyrediyoruz. Vahşi kaya duvarlarının arasında uzanan yemyeşil vadi, köpüklü dalgalarıyla denizde sonlanırken, özgürlüğün ve doğanın
tadını çıkarıyoruz uçurumun kenarında. Son durak, Kabak Koyu. Zengin habitatı, Aladere şelaleleri ve muhteşem kumsalıyla ıssızlığın ortasında öylece duruyor. Yöreyi gezenler için en yakın konaklama yeri, Patara (Gelemiş köyü) veya Ölüdeniz.

foto

Yerel halk, inanılmaz konuksever. Dileyen, serin taş köy evlerinde de kalabilir. Yediburunlar’a ulaşmak için Kaş-Fethiye yolu üzerindeki Eşen köyü (Sidyma) tabelasından içeri girmek
gerekiyor. Özlen Çayı ve Gavurağılı içinse, Letoon sapağından girip Kumluova-Karadere yolunu kullanmak gerekli.

Yediburunlar çevresindeki Pınara, Tlos, Saklıkent Kanyonu, Letoon ve Xanthos, yörenin görülecek diğer tarihî ve doğal zenginlikleri arasında…

Yazı-Foto: ERSİN DEMİREL